Eminönü’nde Gezilecek Yerler

#
Eminönü’nde Gezilecek Yerler

İstanbulluların Sahil diyince akıllarına gelen ilk yerlerden biri olan Eminönü Sahili, İstanbul’un tarihi ve turistik merkezlerinden biridir. Eminönü, Osmanlı imparatorluğu başta olmak üzere Roma ve Bizans döneminde de merkezi bir konumdadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Gümrük emirliği bu semtte olduğundan dolayı gümrüğün önü anlamına gelen Eminönü ismini almıştır. Her yıl binlerce turiste ev sahipliği yapan ilçe Unkapanı’ndan başlayıp Sirkeci bölgesini de içine alan bölgeyi kapsar. Hadi gelin buralarda nereleri gezebiliriz bir göz atalım…

1 - Mısır Çarşısı

Mısır Çarşısı, birden çok ihtiyaçlarınızı karşılayacağınız bir çarşıdır. Renkli baharatlar, Turistik renkli avizeler, Osmanlı Lokumları, Çantacılar, Gümüşçüler, ve otantik kıyafet dükkanları ile gezenlere göz ziyafeti yaşatıyor. Mısır Çarşısı sadece bunlarla sınırlı değil, baharatçıların arasında ilerlerken birden kendinizi kokusuna doğru ilerlerken görebilirsiniz. 

Mısır çarşısının 4 büyük, 2 küçük olmak üzere topşamda 6 kapısı vardır. L planlı yapılan bu çarşının kapıları Eminönü Meydan, Tahtakale, Sirkeci taraflarına çıkmaktadır. Mısır Çarşısı 1660 yılında IV. Mehmed’in annesi Turhan Sultan tarafından, Yeni Cami Külliyesi’nin bir parçası olarak Hassa Baş Mimarı Kâzım Ağa’ya yaptırılmıştır. Hadi gelin şimdi Yeni Cami’yi inceleyelim.


 

2 - Eminönü Yeni Cami

Yeni Cami, 24 kubbeyle çevrilen büyük bir alana sahiptir. Avlu ortasında ise klasik Osmanlı mimarisinin örneklerinden olan estetik bir şadırvan vardır. Caminin içi ; Beyaz , Mavi, Yeşil İznik çinileri ile tasarlanmıştır. Eminönünde Çinili Cami diyince akla gelen ilk Cami ise tartışmasız Rüstem Paşa Camisidir. Onu da bu bloğa ekleyeceğim. Ama öncesinde, biraz daha sahil kenarında mükemmel konumlanmış güzel caminin tarihine göz atalım ;

Osmanlı İmparatorluğunda Seratin Camileri genelde 6 veya 7 yılda tamamlanır. Artık Bu bir kural haline gelmiştir. Eminönü Yeni Cami’nin yapımı ise tam olarak 66 yıl sürmüştür. Neden 66 yıl sürmüş olabilir ? hadi bir bakalım ;

1597 yılında III. Murad’ın eşi Safiye Sultan tarafından inşa emri verilmiştir. Ancak 1607 yılında III. Mehmed’in ölümüyle Valide Safiye Sultan geleneklere uyarak Eski Saray’a gönderilince Cami’nin inşası yarıda kalmıştır. Bu süre içinde yapı tahribata uğramış ve bölgede çıkan yangın sonucunda büyük hasar görmüştür. 1665 yılına geldiğimizde ise IV. Mehmed’in annesi Turhan Hatice Sultan’ın bağışları ile yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde yıllarca restorosyonda olan bu güzel Cami, yakın zamanda ziyarete açılmıştır.

 

3 - Ahi Çelebi Cami

Eminönü’nde, Alibeyköy Otogar - Eminönü Tramvay hattının son durağının hemen önünde bulunan küçük ama bir o kadar da şirin olan bu Camiyi bir çok İstanbullu bilmiyor.

Ama bu Camiyi ziyaret eden, bu Camiyi  rüyasında görüp, bu rüyadan esinlenip, Padişah izni ile gezen, gezdiklerini bize aktaran Çelebiyi hepimiz biliyoruz. Evet düşündüğünüz kişiden bahsediyorum.

Evliya Çelebi… 

Evliya Çelebi aşure gecesinde uyurken rüyasında,  kendisini Ahi Çelebi Camisinin içerisinde olduğunu, Caminin cemaatinin hepsinin nurlu yüzlere sahip olduğunu görür. Çelebi, bu cemaatin kimlerden oluştuğunu yanındaki zata sorar. O da Caminin içerisindekileri tek tek Evliya’ya anlatır.

Hz Ali’yi, Hz Osman’ı, Hz Ömer’i, Hz Veysel Karani’yi, Hz. Bilal-i Habeşi’yi, Hz. Hamza’yı gösterir. O sırada Hz. Muhammed, sağında Hz. Hasan solunda Hz. Hüseyin ile birlikte Camiye girer. Hz. Muhammed’in kıldırdığı sabah namazının ardından Evliya Çelebi Hz. Muhammed’in yanına gider ve elini öper ve o meşhur sahne gerçekleşir.

Evliya ; “ Şefaat ya Resullulah “ diyeceğine “ Seyahat ya Resulluah “ der. Hz. Muhammed tebessüm edip, “ Allah’ım şefaati, seyahati ve ziyareti sağlık ve esinlikle kolaylaştır” der. Cemaat Camiden çıkar Evliya uyanır. Böylece Evliya Çelebi’nin seyahat arzusu ateşlenmiş olur.

Ahi Çelebi Camisinin mimarisine bakacak olursak oldukça farklı bir iç mimariye sahip olduğunu göreceğiz kapıdan içeri girdiğimizde Caminin iki eşit bölümden oluştuğunu görürüz. İlk bölüm ayakkabıların bulunduğu son cemaat yeridir. diğer bölüm ise Caminin merkez bölümüdür. 2005 yılında başlayan restorasyon çalışmaları 2007 yılında bitmiş ve ibadete açılmıştır.

 

4 - Rüstem Paşa Cami

Rüstem Paşa Camii, klasik Osmanlı mimarisinin en gösterişli  örneklerinden biri olarak kabul edilebilir. Kanuni Sultan Süleyman gibi bir padişahın hem damadı hem de sadrazamı olan Rüstem paşa, zenginliğini tüm ihtişamıyla göstermek için Eminönü’nde bir cami yaptırmak ister. Çok fazla servete sahip olan Rüstem Paşa, yaptırmak istediği bu Camiyi tabi ki Mimar Sinan gibi bir mimara yaptırmak ister. Paşa bununla yetinmeyip, dönemin en güzel ve en pahalı süsleme işi olan çinileri caminin her yerinde kullanılmasını talep eder. Bu mimari üslup her ne kadar Mimar Sinan’ın tarzında olmasa da ünlü Mimar, Sadrazamın bu isteğini kabul eder. Bu Camide hat sanatının güzellikleri mihrap ve minberde verilmektedir mihrap şekil olarak bir mücevher kutusu görünümündedir. Namazgah ve diğer kısımlarda ki çiniler çiçek motiflerinden soyut şekilleri kadar farklı desenlerin oluşturduğu etkileyici bir renk cümbüşü sunar.

Rüstempaşa cami İstanbul’un Hatça Türkiye’nin çiniler açısından en zengin camisidir. yüzyıllar içerisinde deprem sonraları Çinlilerin pek çoğu çalınmıştır. Son cemaat bölümündeki restorasyonda Çiviler dağınık olarak bir araya toplanmıştır. 

Rüstem Paşa Kimdir ?

Rüstem paşa 1500-1561 yılları arasında yaşamış, Hırvat asıllı hristiyan bir aileden devşirilmiştir. Enderun’da eğitim gördükten sonra devlet kademesinde çeşitli görevlerde ; Silahtar, İmrahor Diyarbakır Beylerbeyi, Vezir ve sadrazam olarak görev almıştır. Ardından Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan evlendiği için damat ünvanını almıştır. Döneminde “ rüşvet “ ticari hayatın bir gereği haline gelmiştir. Bu kendi servetini arttırmasına yol açarken, Osmanlı İmparatorluğu’nun bozulmasına yol açan etmenlerden biri olmuştur. Rüstem Paşa’nın türbesi Şehzadebaşı Camisinde yer alır.

5 - Eminönü Hanları

Eminönü ve bölgesi, yüzyıllar boyunca İstanbul şehir merkezinin ticari kalbi olmuştur. Kimi zaman paşaların yaptırdığı, kimi zaman valide sultanların yaptırdığı, kimi zamanda tüccarların yaptırdığı bu hanlar, bir çok insana istihdam olmuştur. Bu tarihi hanlarda hem alışveriş yapabilir hem de tarihi havayı solumak isteyenlerin tercihi oluyor.



Alanında uzman kadromuzla hizmetinizdeyiz. Onlarca farklı rotada günübirlik İstanbul Turları düzenliyoruz.

İlginizi Çekebilir

Hayalinizdeki Tur İçin Sizi Arayalım !

Uzman Kadromuz, tecrübeli danışmanlarımızla her an yanınızdayız.